1 Mart 2012 Perşembe

Şubat Ayına Dair...

Yeni yıla hem hızlı hem yavaş girdi Maydanoz Kız. 2012 için tüm dileklerim sizler için gerçekleşmeye başladı mı bilmiyorum ama benim için dileklerimin gerçekleşmesinde ilk adımlar atıldı. Neler derseniz?

* Geçmiş Aşklar Mezarlığımı Temizledim:
Temizlik imandan gelir diye boşuna dememişler. Hayat geçiyor ve bazen sakladığımız bütün anılar, eski aşklara dair fotoğraflar bir yük gibi omzumuza yükleniyor. Bizi yaşam akışında yavaşlatıyor. Ee yeni bir yıl yeni bir ben misyonuyla "Kızım Maydanoz kalk hadi temizlik vaktidir!" deyip malum mahalle bakkalıma gittim. İki şişe tuz ruhu aldım. Yalan Dünya dizisinde Servet Hanım klorak tutkunuysa ben de tuz ruhu hastasıyım. Banyo duvarına sinmiş sarı lekeleri silme ve mikro organizmaları öldürme isteği duyuyorum. Evime geldim. Eskimiş bütün aşık tişörtlerimi, fotoğrafları, saçma hediyeleri, özel günlerden kalma şarap şişelerini-sinema biletlerini ve bilumum bütün gereksiz eşyayı bir kutuya koydum. Amanın görmeniz lazım. Ikea mucizevi saklama kutuları "Eviniz küçükse üzülmeyin, biz zekiyiz çözeriz!" mesajları iyi ki var. Allah Ikea tasarımcılarına zeval vermesin. Kutumu aldım evimin önüne koydum. En son takip ettiğimde biri kutuyu açmış karıştırıyordu. İşin en güzel yanı özel hayatıma hiç gasp edilmiş hissetmememdi. Eski Maydanoz olsa cadalozluk yapar, hemen sokağa çıkar, bin laf ve tavırla kutuyu alırdı. Sonra ağlamaklı içeri girer, bir çocuğun annesine sarıldığı gibi kutusuna sarılır ağlardı.
Ama değiştim. Yılbaşı gecesi bana bir şey oldu. Saat tam 12:00 olduğunda Külkedisi misali bal kabağına dönüşmemek için mi dersiniz, yılların yaratmış olduğu pişmanlık mı dersiniz... Artık yüklerimden kurtulmak için adımımı attım. Kim ne derse desin, hıh!

** Aldığım En Güzel Telefon
Geçen yıl bu zamanlar Bay Tel Kafa'nın Amerika sevdaları ile uğraşıyordum. Hogatha adlı yöneticimin psikolojik baskıları, ofis ve ev arasında geçen sıkıcı yaşantım ve bir rutine dönmüş iç bayıltıcı karakterim ile umutsuzca sizle tanışıklığım... Her şey geride mi kaldı, hayır. Hayatım geçen yıla göre muhteşem mi  o da hayır. Aslında değişen bir şey yok. İşimden ayrıldım, Bay Tel Kafa'yı şutladım. Kendim dışındaki herkesin aşk hayatına dalıp binbir hikaye yarattım. Gel zaman git zaman Yaratıcı Hayallerinizi asla es geçmeyeceğiniz bir işim oldu. Artık dünyanın en saçma fikirlerini dünyanın en güzel fikriymiş gibi görebilecek bir iş ortamına sahibim. Çünkü tek kişilik dev kadro olarak yaptığım en saçma işi bile iyiymiş gibi övme yada yerma hakkına sahibim. Dev Kişilik Dev kadro stand-up gösterimi ileriki yıllarda yapacağım ama 2012 yılına girdiğimiz ilk andan itibaren aldığım en güzel telefon; ilk işimin onaylandığı haberiydi.

***Artık Ne Hissediyorsam Söylüyorum Bu Yüzden Başım Biraz Derde de Girdi Ama...Olsun!
İzbe yaşantımı renklendirmek istiyorsam biraz oto kontrolü elden bırakmam gerektiğine ve insanlar hakkında ki görüşlerimi yüzlerine de söyleme becerisi edinmem gerektiğine karar verdim. Bu fikir nereden sünger beynime geldi derseniz. Bir an... Dünya durdu, durdu insan... 01.01.12'de 00.01 de Victoria's Secret defilesini erkek egemen bir ortamda mecburi izlerken saçma ortamlarda, saçma durumlara karşı fikrimi söylemem gerektiği fikri ile çalkalandım. Sonra kendimi sürekli konuşurken buldum...
En son "...egosantriksin...16 yaşında ergen gibi davranmayı bırak da işimizi yapalım!" deyince adamın tekine,  bana hakaret davası açılacağı haberi ile şoke oldum. Hohoooo eğlence başlasın. Resmi yazı daha gelmedi ama gelirse de umurum değil. Fikir özgürlüğü diye bir şey var! Ve ben 2012 de bunu sonuna kadar savunacağım...Söz!

****Kötü Alışkanlıklar Out, İyi Ev Kızı Halleri In!
Camia da iyi sevgili bulamayan her kadın şöyle diyor:"Ulan ortam kaşar dolu. Ben ise modern, akıllı, iyi aileden gelmiş biriyim. Kaşar mı olmak lazım illa ki yoksa sülük karılara mı döneyim! Bende mi sürteyim sokaklarda, barda adamlara yavşayayım.Zavallı kadın numaraları çekeyim, yavşaklık edeyim..." Kadınlar camiası karışık ve umutsuz. Erkekler dibini göremeyecekleri bir kuyuya kafalarını daldırmış...2012 yılında artık bu yorumlara asgari tutarda maruz kalmak istiyorum. Kendimi pasta yapma kurslarına, mutlu çift ziyaretlerine, sıkı dizi izleyicisi olarak bar yerine tv kanallarınıda sürtmeye adadım. Şimdilik iyi gidiyor. En azından sabahın köründe millet bininci rüyasını görürken, bardan çıkmıyorum artık! Kötü alışkanlıklarımı devirdim artık iyi bir ev kızıyım.

Bütün bu değişimler sıkı ve harbi! İçimden geldiği için hiç zorlaması da yok hani... Değişim nedir diye sormuyor değilim kendime. Her gün aynada baktığım çehrem bile değişirken değişimin önüne geçilemeyeceğini anladım. 2012 yılının ilk ayları temizlik aylarımdı. Ama atraksiyonlarım asla peşimi bırakmayacak biliyorum. Ya sizin?

Hiç yorum yok: