27 Eylül 2011 Salı

Sen Giderken Ben Ayrılığın Anlamını Çözüyodum Sudoku Gibi...

Bir son nefes... Derin bir iç çekiş ve susma anı! Söylenecek onca şey varken en gereksiz kelimeyle son verme... Bir idam ya da intihar... Yok belki de hiçbiri değil asil bir kurtuluş zaferi! Ya da sen... Ayrılık eşittir dedikten sonra gelebilecek onlarca kelime, kurulabilecek yüzlerce cümle var sevgilim ya da bir zamanlar sevgilim olan sevgisiz beyinlim!

Ben bir ayrılık tanımlaması yapamam artık... Çünkü ayrılık anı gelip çatınca, ben zihnimde seninle en başından beri var olan sudokunu çözmeye çalıştım. Tam olarak acıdan uyuşmuş bedenimle hala çözemedim anlamını...Sen konuşurken kesik kesik ses tonunla, ben milyonlarca anımızı sayılara eşitleyip, bin olasılık hesabıyla nerdeydi yanlış olan dedim kendime... Elimde telefon, merdivenlerde resmen çakılmış haldeydim.
Kapatmadım telefonu... Kapatmak istemedim. Son nefes alış verişini duymak istedim,  o en son denen ana dek!. Belki söylenmemiş sözlerin yarattığı sessizlikte gerçek düşüncelerini öğrenirim gibi saçma bir düşünceyle sustum. O an bir çocuğun ağlaması, bir kuş tüyünün kanadından kopup gökyüzünden süzüle süzüle yavaşça yere doğru yol alması, yağmur çiselemesi,  mezar başındaki dua sesi hiçbiri hiçbiri yaşamın gerçekliğini ve dünyanın hala döndüğünü ispatlayamazdı... Ta ki telefonun kapanma sesiyle kulağı tırmalayan ses dışında!

Sanki dondum. Sanki kandığım uykudan uyandım. Ya da bu gerçekti şimdi uyuyacaktım...
Ne olursa olsun seni unutmak için çabalayacak ve unutacak yada unutmuş gibi yapıp bir yerlerde var olduğun ama hiç gerçekleşemediğin gerçeğini kabullenip yaşayacaktım...

Kadınlar ayrılıktan sonra konuşmaya daha çok konuşup daha az düşünmeye ihtiyaç duyar! Bir ten sıcaklığına değil bir dost yakınlığına daha çok tav olur.. Bu nedenle bütün yakın kadın dostlarımı aradım. Yine aynı kafede yine dört kadının her birinin de farklı tatta içtiği türk kahvelerini ısmarlayıp oturduk. Sanki ayrılık ayini yapıyorduk!

- Ayrılık nedir diye sordum kahvemden bir yudum alıp.

Ayrılık dedi Bayan Bonibon..."Yatağın sağ yanındaki boşlukla içindeki boşluğun bir araya gelip içini yakması ve seni küle çevirmesidir."
-Hayır diye söze girdi Bayan Şapka. " Ayrılık; ölüm anı gibidir. Uzun sessiz bir bekleyiş ta ki kabullenene ve  gerçeğe teslim olana dek!" dedi.
Bayan Çılgın durdu. Derin bir nefes çekti sigarasından. "Bence ayrılık bir sonraki adam için yerin boşalmasını sağlayan en önemli fırsattır!" dedi.
Sustum. Kafam karıştı. Zihnim bulandı. Kalbim kusmak istedi seni öylece.
"Ayrılık bence olmayacağını kabullenme de atılan ilk adımdır. Gerisi kendiliğinden gelir" dedi Bayan Tetanoz.

Hepsi tanımlarını yaptıktan sonra gözlerini bana dikti.

Sustum bir süre... Dudaklarım titriyordu. Konuşmak bile ağırdı sanki!
"Ayrılık; tanımını bile yapmak istemeyeceğim kadar büyük bir suskunluk hali!" dedim...

Sustum. Sen gittin, ben sudoku çözmeye devam ettim... Bu ayrılıkta ben en çok sudokunu sevdim...

Hiç yorum yok: