5 Aralık 2011 Pazartesi

Masallar ve İnsanlar

Çocukken Külkedisi yada Pamuk Prenses masallarıyla büyüyen kadınların ortak kaderi hayatları boyunca yaşayacakları her olayın tıpkı masallardaki gibi mutlu sonla bitmesini istemeleridir. Nedendir bilinmez ama mutlu sonla biten bir masal, daha önce yaşanmış ve canı acıtmış bin mutsuz masalı anında silecek güce sahiptir. Belki de sırf bu yüzden masalları çok severim. 

Kendini bir düşün içerisine saklayıp, pamuk şekeri kıvamında hayata tutunmaya çalışan ve ufacık bir su değmesi ile erimeye yüz tutabilecek kadınlara sesleniyorum. Çıkın kendinizi kaptırdığınız jöle kıvamı hayatlardan... Hayat ne yazık ki masal kıvamında yaşanmayacak kadar çok parazit ile doluyken, sahip olduğunuz ve olmak istediğiniz her şeyi materyalist bir tavırla masallar ve gerçekler diye ikiye ayırmanız gerekiyor. Çünkü kadınlar böyledir... Gerçekler ancak ve ancak sizin içinizi eritmeye başladığı noktada ortaya çıkar. O noktada da zaten masal ile gerçek, hayal ile rüya, iyi ile kötü, mutlu ile mutsuz, prens ile kurt, yedi cüce ile pamuk prenses ve daha niceleri birbirine karışır.

Masallarla büyümüş, hala başucunda masal kitabı bulunduran çocuk kadınlardan biri olarak kötü dünya meselelerimin, geçmiş kötü deneyimlerimin mutlu sonla biten bir masalla temizleneceği inancındayım. Yok ben akıllanamayanlardandım. Olamayacak duaya amin diyen, yağmur yağmaz deyip stiletto ile dışarı çıkıp üşüten, iki tek atınca dünyayı umursamayandım. Sonra çocukluğuma döndüm ve arındım. Masallara tutundum.Çocuk kalbimin kadın bedeni ile buluştuğu noktada masallar benim yaşama açılan, hayalgücümü arttıran, dünyamı aydınlatan anahtarı oldu. 

Çünkü her insan içinde bir masalı barındırır nihayetinde. Bir insanı tanımak bir masalı okumaya benzer. Ne bir çırpıda bitirircesine hızla okuyacaksın. Ne de öyle ağır aheste uzun zaman aralıkları ile ele alacaksın. Çünkü masallar akıcıdır tıpkı yaşam gibi... 

Zamanı doğru kullanmak gerekir, okurken bir masalı ve bir insanı. Çünkü masallar da insanlar gibi özen ister karşısındakinden. Özenle ve dikkatle okuyacaksın. Kafan karışıksa, başka bir meseleye takıldıysa aklın ve hala elinde tutmaya çalışıyorsan okumak için bir masalı... Yanlış yoldasın.  Çünkü masallar da insanlar gibi hislidir. Kendisine yoğunlaşmadığını ve başka başka noktalarla eş zamanda onu da bir kenarda tuttuğunu hissettiği anda kapatır kendisini... Tıpkı insanlar gibi... Sense anladığını sanırsın. basit olay örüntüleri üzerinden gerçeği asla bilmeyerek, suyun üstünden altını görmeyi umarak... 

Masal okumak yetenek gerektiren bir mevzu değildir belki ama bir insanı okumak çokça doğru anı yakalamakla ilintilidir. Sihir kendi hızında ilerleyen iki kişi arasındaki olaylar akışında an'ı yakalayabilmektir. Ve kadınlar hani şu Külkedisi ve Pamuk Prenses masallarıyla büyüyen kadınlar sihri görmediği anda kaçmaya yeltenir. Çünkü masallar sihirle bulanmış olaylar örüntüsüdür.

P.S. Sahi mutlu son ne demek?
       

Masallar ve insanlar....  

Ne demiştim... Bir insanı tanımak bir masalı okumak gibidir. Ne hızla okuyacaksın bir çırpıda ne de ağır aheste  okuyacaksın dikkatsiz bir edayla...

Hiç yorum yok: