Geçmiş hayatımızdaki her anıyı en ince detayına kadar hatırlamamızı sağlayacak eşyaları toparlayabilsek keşke... Geçmişte bıraktığımız tüm hataları ve sevapları unutmamak adına, yeni olan herşeye bir adım atarken elimize alsak birer birer. Otursak bir köşede uzun uzun ansak, bizi şu an var eden herşeyi! Hayat daha mı kolay olurdu dersiniz? Sürekli tekrarlanan ve bir süre sonra küçücük bir döngüde basitleşen hayatlarımızda kendimizi avutacak ve bize bizi hatırlatacak anılarımız.
"Sen bu acıyı bir kez daha yaşamıştın.Sonrasında atlatırken aynı duyguları hissetmiştin.Şimdi bu yüzden üzülme!" dese mesela elime aldığım küçük biblom.
Unut beni diyenlerin ardından el sallarken, bir diğer avucumuza saklasak bize o anı asla unutturmayacak olanı. Sonra önümüze bakabilsek, geçmişi sadece ders almak için ansak kahrolmak için değil! Ve bilsek bir yerlerde bizi de anan birilerinin olduğunu...
Sürekli aynı hataları bile bile yapan, bazı zamanlar dibine kadar inen ve o karanlıkta kaybolanlardanım bende! Ama biliyorum ben ve benim gibiler yüzünden evrenin üzerinde hafif melankolik ve umutlu rüzgarlar eser... "Dünya dönüyorsa bizim gibi iyilerin yüzündendir klişesi" değil ama dünyada hala film kareleri, masallardaki kahramanların hikayelerinin canlı uygulamalarını duyuyorsanız bilin ki bizdendir.
Çünkü biz İFLAH OLMAZ HAYALPERESTLER, bu dünyanın çok saçma ve komik hafif de çatlak bir ironiler kraliçesi olduğunu bilenlerdeniz. Bu nedenle her aşkı acısıyla kabul ediyor, her mutluluk sonrasında derin bir sessizliğe gömülüyor, evdeki kalabalıklar teker teker gittiğinde huzurun ayak seslerini bomboş odalarda duyabiliyoruz.
Çünkü bir el bize uzanmasa da görünmeyen bir elin her daim omuzumuzda bizi koruduğuna inanıyoruz. Hayallerimizi gerçekleştirirken insanlar "Saçmalama deli misin?" dediğinde içimizden kahkahalarla gülmek geliyor. Deli olduğumuzu kabul ediyor, bizden daha deli olanlar yüzünden hala önyargıların, sınırların olduğunu biliyoruz. "Sensin deli!" gibi çocuksu bir cevapla bu tepkilerine karşılık vermezken, dudaklarımızın kenarına hafif alaycı gülümsemeyi yerleştirebiliyoruz.
Bazen inandığımız tehlikeli yollarda koşarken yere düştüğümüz, dibe battığımız oluyor. Ama evet biz iflah olmaz hayalperestler her seferinde kalkıp "Devam!" demesini de biliyoruz... Bu nedenle asla hayallerimizden vazgeçmiyor, umudu tıpı nefessiz yaşayamazmışız gibi içimize derin derin belli aralıklarla çekiyoruz. Ne de olsa tüm acıların yavaş yavaş tıpkı bir sigaranın yanıp kül oluşu gibi bir zaman sonra tükenip bir yığına dönüşeceğini ve o andan sonra yanımızda yeri olmayacağını biliyoruz.
Vazgeçmeyenler ve asla iflah olmayacaklara...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder