Arabada sesini açtığım radyoda bir “pawııırrrrrr” bir de “ilaç gibi..” sözlerinden oluşan jingle sözlerini bir araya getirerek kendime bir detoks hazırlamak istiyorum. Güç kazanacağım, ilaç gibi gelecek bir şeyler, o şey ne ise ihtiyacım var. Evet yoksa havada görünmeyen bu polenleri kovalayan, İBB’nin yollara tonlarca para harcayıp ektiği bütün çiçekleri yolan, evde boş nutella kavanozları müzesi açan ve pislikten komşuları tarafından polise şikayet edilen bir kadın olacağım. Hoş ben üst kattakiler ses çıkarınca polise şikayet etmiyorum, dolayısıyla böyle bir şey yaptıklarında valla yelloz bir insan olarak elime maşamı alıp kapılarına dayanırım ya! Ama yok… İçim ne kimseye dil uzatmak, ne kavga etmek istiyor. Sanırım dünyam karardı…
Ayrılık acısını çekmek değil altında ezilmek benimkisi. Ölecek gibiyim. Her bir şarkı da gözlerim doluyor. Sporda koşu bandında ölecek gibi koşarken, yağlarımın bile bana acıdıkları için eriyemediklerini hissedip ağlayasım geliyor. Gerisini siz düşünün… O’nu unutmak için neler yaptım, hiçbir işe yaramadı. Çevremdeki naçizane önerileri uygulamaktan maymuna döndüm. Bir zamanlar ne havalı, artist gibi kadındım bir aşık oldum resmen maymuna döndüm. Evet özet cümlesi bu tüm hikayenin!
Ayrılık acımı atmak için denediğim tüm yollar çıkmaz sokak çıktı. Neler mi?
- Yak Bütün Fotoğrafları
İçim rahatladı. Ipodum dan bir ses “Unutursun için yana yana!” derken ağlamaya başladım… Sanırım hiç bu kadar utanmadan en son çocukken ağlamıştım…
- İçmişim Başım Dönüyor, Atlı Karınca Tipler Çevremde Dans Ediyor!
- Aşk Acısı Partisi!
En sonunda kabullendim. Acılı aşk şarkılarının hepsi bana yazılmış, çikolata regl dönemi için değil ayrılık acısı çekenler için üretilmiş, bu dünyada tuvalette değil ağlarken gözünü silmek için tuvalet kağıdı tasarlanmış… Evet O gitti… Ama ben neler öğrendim neler! Radyo programlarındaki salak dj’lere saygı duyan, telefonla arayıp istekte bulunan ve asla dinlemeyeceğini bildiği eski sevgilisine armağan eden bir EMO oldum.
Tüm yöntemler ve çabalar boşa… Acıyı taşıma zamanı var. İnsanın kalbinin de bir dayanma noktası var. Bu ayrılık acısı geçene dek beklemekten başka çarem yok biliyorum. Bu nedenle yine de ağlamayı unutmuş benle, ağlarken çok hıçkırıyorum diye dalga geçen dostlarımı ve yeni beni seviyorum. İki tek atınca sarhoş olan beni seviyorum. Ayrılık acısı çeken beni, çekmeyen yelloz benden daha çok sevdiğimi fark ettim. Çünkü tüm dünyaya korkulu ve ıslak gözlerle, bir çocuk hassaslığında bakmanın da tadı ayrı…
Paa wıır ..... İlaç gibi... İkisi bir adına ne denir? Mu-ci-ze...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder