14 Ocak 2011 Cuma

Bayanlar Dikkat! Çorabınız Kaçabilir ama Hayat Kaçmaz...

Ofisteyim. Yine bacak bacak üstüne atarken nasıl becerdiysem bilmem çorabımı kaçırdım. Acayip gıcık oldum kendime. "Bütün gün kaçık bir çorapla üstüne üstlük toplantım da var nasıl idare edebilirim?" diye düşünürken bir anda kafamda fikir bulutları belirdi.

Ben bir reklamcı olsam, elime de kalem verseler "Al kızım Maydanoz sen otur slogan üret!" deseler... Yaratıcılıkta son noktam ne olur bilemiyorum. Ama ailem de tasarımcı da, sanatçı da çoktur. "Muhteşem Yüzyıl" dizisi sonrası herkes açıklama yapıyor ya "Soyumuz aslında Osmanlı Hanedanlığı'na kadar gidiyor. Bunu bugüne kadar gizlemeyi tercih ettik..." Ben de işte buradan açıklıyorum. Ailecek soyumuz bir  Michelangelo, Donatello, Rafael  gibi ünlü sanatçıların soyundan geliyor olabilir. Nereden mi anladım. Ailede herkesin yazma, çizme, söyleme, rol yapma gibi yetenekleri mevcut! Üstüne üstlük efsanevi "Ninja Kaplumbağalar" çizgi film serisinde ben acayip bir haleti ruhiyeye bürünürdüm. Hala çok severim. Pizza yediğimde hep aklıma gelirler. "Şimdi yerin dibinde hangi kanalizasyonu borusunda ne yapıyorlardır, pizza'ları var mıdır?" diye... Yani demek ki kan çekiyor. Sonuçta bu yeteneğimin bir anlamı olmalı!

Neyse aile de ressam, şair, roman yazarı, elbise tasarımcısı, yemek tasarımcısı, konsept danışmanı derken acayip geniş bir skala da hizmet verdiğimizi fark ettim. Mesela reklamcı kuzenimle hep şöyle bir diyalog gelişir aramızda:
- Alo Maydanoz bak çok yoğunum...
( Telefonu açışa bak, yoğunsan niye arıyorsun değil mi? )
- Ben de...  Neyse sıkıntın nedir?
( Benim cevap daha beter ya! Şöyle ilköğretim çağındayken uygulamalı görüşme teknikleri diye bir ders koysaydı Milli Eğitim Bakanlığı böyle sıkıntılar yaşamayacaktık...)
- Sıkıntı; bir reklam kampanyası hazırlıyorum. Sen süslü, garip zevkleri olan bir insansın.
- Ben süslü müyüm? Ne bir de garip zevklerim mi var. Garip ne zevkim var ki! Biraz herkesin beğenmediği şeyleri beğeniyor, yemediği şeyleri yiyor, okumadığı şeyleri okuyor olabilirim.
- Uzatma canım anladın sen beni! ( Arada bir gülüş. Gülüşün anlamı şu: Bak Maydanoz'cum bu cevabınla bile garip olduğunu gösteriyorsun. Hahahahaha...) Neyse bir çorap markası için bir kampanya hazırlıyorum. Senin de o markayı sevdiğini biliyorum. Sen markanın en çok nesini beğeniyorsun?
- Soru mu bu kuzen! Tabii ki adı üstü çorapçı o! Çorabını beğeniyorum.
- Ya biraz daha geniş düşün neden o markayı tercih ediyorsun?
- Çünkü pazarda çok ucuza çakmasını buluyorum. Hahaytt! ( Burada çok eğlendiğimi anlamışsınızdır.)
- Sana soran da kabahat!
Çat diye bir kapanma sesi.( Mesela şu ilköğretim çağındaki çocuklara verilmesini önerdiğim uygulamalı görüşme teknikleri dersinde telefon kapama kurallarına da mutlaka değinmeli!)
Telefon yüzüme kapandıktan sonra aynı gün içerisinde mutlaka mesajla fikrimi iletirim. Sonra ailecek toplandığımızda sanki hiç birbirimize gıcıklık yapmamış gibi sarılır, şerefe yaparız.
Şimdi çorabım kaçınca en son kuzenimin beni aramasından yaklaşık 1.5 ay geçmişken aklıma bomba gibi bir slogan geldi:




"Bayanlar Dikkat! Çorabınız Kaçabilir ama Hayat Kaçmaz..."







Evet biz ne kadar titizlikle giyersek giyelim hain bir tırnak, ayakkabı tokası, bir mobilyanın sert ucu dikkatle kaçırmadan günü geçirmek istediğiniz çorabınızı deşebilir. Bir anda önemsiz bir çöplüğe dönüştürebilir. Ama hayat öyle mi! Bir kez fırsatı kaçırdınız mı çorap gibi gidip mahallenin tuhafiyecisinden "Lütfen 2 numara siyah süper ince bir adet fırsat!"  alamıyorsunuz... Hayat hızla akıp gidiyor. Bir yılan kıvraklığında hayatınızın içerisine fırsatlar, sürprizler bırakıp gidiyor. Yakalarsanız harika ama es geçerseniz, görmezseniz, elinize aldıktan sonra kıymetini bilmezseniz aynı kıvraklıkla kaçıp gidiyor.
Örneğin erkekleri ne kadar elinizde tutmak isterseniz isteyin ,sizin dışınızdaki dünyada mutlaka çıkıntı bir sebepten ötürü (çıkıntı sebep: elinizdekini kaybetmenize sebep olan sebepler anlamına gelmektedir.) kaçıp gidebilir. Siz ne kadar uğraşırsanız uğraşın kaçanı geri döndürmek, hiç kaçmamış gibi yapmak da zordur. Kim bugüne kadar yitip giden ilişkisini iyileştirebildi? İşte size kaçmış çorap etkisinde hayatınızın içine sızmış bir örnek... Kaçan erkeği de kaçan çorap gibi tutmak zordur. Üstelik çorabınız kaçtığında ojeleyip bir noktaya kadar durdurabilirsiniz ama ya kaçan erkeği! Ancak bol oje kokusuyla bayıltabilirsiniz. Ama sonucu değiştirmez...
Yani bayanlar... Çorabınız kaçabilir ama hayat kaçmaz! Bu nedenle hayatı doyasıya yaşamaya ve elinizdeki fırsatları sıkıca tutmaya çalışın...

2 yorum:

betty boom boom dedi ki...

Sevgili Maydanoz, yazılara çok ara veriyorsun. Gözümden kaçmıyor!! Sevgiler!!

MAYDANOZ dedi ki...

betty'cimm yazcam sen merak etme! malzeme toparlama dönemindeyim:)