Yılın ilk hafta sonu geldi çattı. Herkes damarlarındaki asil kanda dolanan alkolü bir güzel attı. Cuma akşamı İstanbul gece alemini fethetme ve hücrelerimizdeki azalan alkol miktarını yükseltme zamanıdır.
Her Cuma yaşadığım "Bu gece ne yapsam?" sendromu bu hafta biraz daha üzerime üzerime geliyor. Sanırım yılın ilk haftasını geçirmiş olmamdan kaynaklanıyor. Bilemiyorum zaten bir bahane de üretmeyeceğim. Sonuç olarak her Cuma bir program yapmak gibi bir huyum var. Huyum kurusun! Kararsız bir insan olduğumdan kendim için bir "Cuma akşamı karar verme sistemi " oluşturdum. Buna göre haftalık mod değerlendirmesi ( Bir hafta boyunca duygusal çalkantılar, hormon değişim oranları hesaplanarak kişinin ruhsal durumunun tanımlanması anlamına gelmektedir.) yaparak Cuma akşamı programıma karar veriyorum. Haftalık mod değerlendirmesi altında mod başlıklarını sizlere şöyle açıklayayım benim pıtırcık okuyucularım:
A- Deli Bir Moddayım, İçeyim Çıldırayım:
Kendimi bütün hafta yoğun bir temponun içinde unuttuysam! Ya da büyük stresli işlerin altından kalktıysam "Offff...!" hadi kafaları çekip biraz rahatlayayım dediğim zamanlarda hemencecik en eğlenceli, en yakın yoldaşlarımı arayarak bir program yaparım. Bu moda girdiğimde tek beklentim kafayı bulacak kadar içmek, çılgın kızlar kulübü üyeleri ile dans edip eğlenmektir. Evet ben bir hedonistim. Eğlenmek yaşamımda olmazsa olmazlardan biri!
B- Özüme Geri Dönmek için Biraz Evde Kalayım:
Her kadının içinde Afrodit kadar biraz köylü kızı Fadik karakteri de bulunmaktadır. İnsan her daim seksi iç çamaşırları, jartiyerler, kırmızı rujlarla dolaşamaz ki! An gelir en eskimiş, ağzı burnu yamulmuş tişörtleriniz sizin kendinizi daha iyi hissetmenize neden olabilir. Kendimce bir değerlendirme yapacak olursam özümde yatan kadının pespaye hali bazen baskın çıkabiliyor. Modern, metropol kadın dünyasına ayak basmasaydım belki içimde bir noktada gizlenmiş karakter işi iyice azıtıp dantele meraklı, günlere katılmayı seven ve mahallenin esnafı ile evlenip, bileziklerini takıp, başbakanımızın dediği gibi 3 çocuk doğurma isteğine sahip olabilirdi. Ama işte "İyi ki olmamış!" ya da " Hay aksi nasıl başıma geldi!" durumları için kadercilik oynayanlar gibi "Kaaaderrrrrr" diyeceğim. Özümdeki kadının dönüşüm sürecinde bana kalan sadece evde paspal, kılıksız giyinme alışkanlığım. Arada atkı ördüğüm ya da temizlik yaptığım da oluyor. Özellikle canım nedensiz sıkkınsa, evimi özlediysem bu özlemi gidermek, kendime biraz iyi davranmak ve şımartmak için evde kalırım. Uzun süredir şöyle bir kadeh şarap eşliğinde elime bir kitap alıp okumadıysam yada yazı yazmadıysam yine bu mod altında kendimi şımartmayı seviyorum! Ya da titizliğim tuttuysa gereksiz bir şekilde evimi temizleyip, sonra hop bir duş ve kahve keyfi yaşamak da benim için güzel bir program sayılabilir. Ne yaparsam yapayım o akşam sonuçtan hep mutlu kalırım.
C- Libidocuklarım Çıldırdı Hovardalık Zamanı:
"Yarabbim sen beni libidocuklarımın gazabından koru! Benim saf ve masum kişiliğimi ele geçirip bana fantezik isteklerini yaptırmalarına izin verme!" duasından sonra işe el attığım ve "Bu gece bir atraksiyon olacak! Ya olacak ya olacak!" dediğim modumdur. Önce hızlı bir duş alırım, sonra güzel bir makyaj yaparım (Oya Tolga ile yarışırım valla bu konuda!), cicilerimi giyer, kendimi sokağa atarım. Uzun süredir ilgilenmediğim adaylarımlagörüşürüm, ortalıkta bir adayım bile yoksa var etmek amacıyla kızlar kulübü üyeleriyle ortamlara dalarım.
Hovardalık etmek istediğim akşamlarda garip bir ruh halinde olmuyor değilim. Kendimi hem çok güzel, hem çok tehlikeli hissederken bir yandan da acayip bir korku duyuyorum. Hem eğlenmek hem de sonrasında pişman olmamak çizgisinde gidip geldiğim bir garip ruh haline bürünüyorum. Beynimde aşamadığım yargılarım var hala... Ama ne olursa olsun içtikçe rahatlamaya başlıyorum. Çevremdekilere şöyle bir mesaj veriyorum durmadan. "Ham yaparım seni ham! Bak ben kendimi biraz tanıtayım. Geceleri Çıkarken Minileri Çekerim, İki Tek Atınca Sorma Ben Çok Tehlikeliyim!"
D- Ben Minik Bir Kızım, Hadi Bir Omuz Verin Sarılayım:
Hepimizin en dayanamadığı şey omuz! Bakın sevgilinizin omuzuna yaslanmaya bayılırsınız, annenizin omzuna başınızı koyduğunuzda garip bir güven hissi ruhunuzu doldurur. Ağlıyorsanız hemen bir omuz bulur, başınızı gömer ağlamaya devam edersiniz. Vücudumuzdaki bütün uzuvlara bir karakter yüklesek sanırım en duygusal uzuvumuz "omuz" olur. En sıkı dostlarla, ailenle uzun uzadıya keyifle yediğin bir akşam yemeğinin tadına doyum olmaz. Eskiler hatırlandıkça konu da konuyu açar, gülmeler, duygusallaşmalar... Hele bir de rakı ve hafif bir müzik eşliğinde içinden "Hayatımda kendimi rahat, güvende ve gerçekten kendim olduğum başka bir yer bilmiyorum!" diyorsanız ve gözünüz hafif nemli "Ah ah..." çekiyorsanız evet doğru bir "Ben Minik Bir Kızım, Hadi Bir Omuz Verin Sarılayım" Cuma programı yapmışsınız demektir.
E- Bir Elim Kumandam da Bir Elim Göbeğim de:
Evdeyim. Dizilerim yada romantik komedi, dram vb. birçok film önümde. Patlamış mısırımı patlatmışım. Çekirdeğim bir kasede, biram yanımda. Kanepimin yanına koyduğum sehpamın üstü yüksek kalorili ürünlerle dolu. Üstümde pijamalarım, kafamda Serpil Çakmaklı tokam... İçiyorum, yiyorum gözümü ekrandan ayırmadan izliyorum. Karakterlere lanet ediyorum bir yandan duygusallaşıyorum sigaramı içiyorum efkarlı efkarlı. Biramı içip, göbeğimle oynadıkça geğirmek istiyorum. Allah'ım bu mesut ve öz maydanoz halimi gören bir erkek hala beni severse buradan açıklıyorum. O'nunla hiç düşünmeden evleneceğim!
Sonuç olarak haftalık mod değerlendirmem bana ne diyorsa onu yapıyorum. Dolayısıyla Cuma akşamı için çok bilimsel bir açılımla hareket ediyorum. Bu haftaki değerlendirme sonuçlarım ve programımla ilgili detayları sizinle paylaşacağım. Ama şimdilik ben kaçar, Pipi'ciğimi veterinere götüreceğim de!
2 yorum:
Sanırım son dönemlerde A ve C şıkları arasında dolanıp durdum....ama bu hafta için sanırım B modu daha ılımlı geldi bana:)
sevgili okurum pınar, umarım B modu iyi gelmiştir.
Yorum Gönder